A. Bin Kays

Basra’da doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. Hz Muhammed zamanında Müslüman olduğu halde, mübarek yüzlerini görüp, sahabe olamadı. Kavminin önde geleniydi. Peygamber efendimizin davetçisi gelip, İslamiyete davet edince, O; “En güzel, en iyi bir şeye, güzel huylara çağırıyorsun, kötü huylardan uzaklaştırıyorsun. Bunları hiç duymamıştım.” deyip Müslüman oldu. Kabilesi arasında tutulan, ilim, irfan sahibi, zeki bir kimse olduğu için, tavsiyesi üzerine kabile mensupları da Müslümanlığı kabul ettiler. Hz. Ömer (ra) devrinde İran'ın fethine memur edilen orduya katıldı ve yeni kurulan Basra şehrine yerleşti, Basra'da kısa sürede kabile reisliğine yükseldi. Hz. Ömer ve bilhassa Hz. Osman devrindeki fetihler sırasında büyük başarılar gösterdi. 644-650 yıllarında Herat, Merv, Merverrûz, Belh ve bölgedeki diğer şehirleri fethetti. Sâsânî Hükümdarı III.Yezdicerd’in son direnişini de kırarak Tohâristan'a kadar ilerledi ve bir müddet Horasan'ın bir şehrinde valilik yaptı. Onun hâtırasını yaşatmak için Merverrûz civarındaki birkaleye Kasrü'l-Ahnef, o yöredeki bir yere de Rüstâku'l-Ahnef adı verilmiştir.

Aaron Allston

(D 1960 Corsicana, Texas) Yazar, Oyun Tasarımcısı

Abbie Hoffman

Abbot Howard "Abbie" Hoffman (d. 30 Kasım 1936 - 12 Nisan 1989) sosyal ve politik aktivist. ABD'de Uluslararası Gençlik Partisi kurucularındandır. Kokain dağıtmakla suçlandıktan sonra kanun kaçağı olup, takma isimler altında yaşadı ve çevreci eylemlere katıldı. 1968'de Demokrat Parti kongresinde polisle tartışamaları sonrası tutuklanıp isyana teşvik suçuyla Jerry Rubin, David Dellinger, Tom Hayden, Rennie Davis, John Froines, Lee Weiner ve Bobby Seale ile tutuklandı. Şikago Sekizlisi adlı bu grup, Seale'in davasının ayrılmasıyla "Şikago Yedilisi" olarak bilindi. 1960'larda protestolarıyla ünlenen Hoffman, aktivizme 1970'lerde de devam etti ve günümüzde de dönemin gençlik hareketi ve protestoları konusunda bir sembol oldu.

Abdullah Bin Abbas

Hz Muhammed'in amcası Abbas bin Abdulmuttalib'in oğlu, tefsir ve fıkıh alanlarında otorite kabul edilen ve çok sayıda hadis rivayet edenler arasında yer alan sahabi. Hicretten üç yıl kadar önce Mekke'de doğmuştur. Hicretten kısa bir süre sonra annesi Ümmü'l-Fazl Lübabe ile birlikte Medine'ye gittiği veya babası ile birlikte Mekke'nin fethine kadar burada kaldığı şeklinde iki farklı rivayet vardır. Peygamber'e bağlılığı ve sevgisi nedeniyle onun takdirini kazanmıştır. Peygamber'in yakınında bulunup onun davranış ve sözlerini öğrenmeye çok istekli olmuştur. Bunun üzerine "Allah'ım! Ona kitabı öğret ve onu dinde fakih kıl" şeklinde duasına mazhar olmuştur.

Abdullah Bin Salebe

Akabe'de Hz. Peygamber'e biat etmiş, Ensar'ın Hazreç koluna mensup sahabe. Bedir ve diğer gazvelere katılmıştır. Hicretin ilk senesi, Mescid-i Nebevi tamamlandıktan sonra müminlerin ibadete nasıl çağrılacağı istişare edildiği dönemde, gördüğü rüyada ezanın sözlerini işittiği rivayet edilir.Daha sonra rüyasını Peygambere anlatır ve O da ezanın sözlerini Bilal'e anlatmasını emreder. Bu olaydan sonra "Sahibü'l ezan" diye anılır. 653 yıllında Medine'de vefat etmiş ve cenaze namazını Hz. Osman kıldırmıştır.

Abdullah Buksur

Dr., Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği (İHAF) Kurucu Genel Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi. Uluslararası İnsan Hakları Avrasya Forumu Kurucu Başkanı ve Genel Sekreteri. İnsan Hakları Aktivisti.

Abdullah Cevdet (Karlıdağ)

(D. 9 Eylül 1869, Arapgir, Malatya - Ö. 29 Kasım 1932, İstanbul) Siyasetçi, düşünür, göz hekimi, şair, çevirmen. Türkiye’de Batıcılık akımının önde gelen isimlerinden birisidir. II. Meşrutiyet dönemi düşünce yapısının şekillenmesinde etkili oldu. Sonradan İttihat ve Terakki’ye dönüşecek İttihad-i Osmani Cemiyeti adlı gizli örgütü kuran beş tıbbiyeliden birisi Abdullah Cevdet idi (diğerleri İbrahim Temo, İshak Sükûti, Mehmet Reşit ve Hikmet Emin). Ancak yaşantısı siyasal alanda etkin görevler alarak değil, bir düşünce üreticisi olarak devam etti. Dönemindeki ana düşünce akımlarının çerçevesinde kendine özgü görüşler geliştirerek düşünce tarihinde özel bir yer edindi. Türkiye’nin ilk kadın ve işçi hakları savunucularındandır. Tıp, felsefe, sosyoloji, siyaset alanlarında yetmişten fazla eserin yazarı veya çevirmenidir. Kalp krizinden hayatını kaybetti. Dinsizlikle suçlanan Abdullah Cevdet'in Ayasofya Camii’ne getirilen cenazesi sahipsiz kalmış, cenaze namazının kılınmaması gerektiği ifade edilmişse de Peyami Safa’nın ricası üzerine namazı kılınmış, birkaç belediye görevlisi tarafından Merkezefendi Mezarlığı’na gömülmüştür.

Abdullah El-Müzeni

Tâbiînin tanınmışlarından büyük velî. Doğum târihi belli değildir. 726 (H.108) senesinde vefât etti. Dünyaya düşkün olmayıp, haram ve şüphelilerden çok sakındığı rivayet edilir.

Abdullah Tüsteri

(D 850 Horasan - Ö 896 Basra) Büyük velîlerden.Künyesi Ebû Muhammed'dir.Dayısı Muhammed bin Süvâr'ın sohbetlerinde yetişti. Hacca gidince orada Zünnûn-i Mısrî'yi gördü ve ona talebe oldu. Tasavvuf ehlinin büyüklerinden ve müctehidlerinden olup, az yemesi, az uyuması, çok ibâdet etmesi ile bilnirdi.

Abdurrahman Dilipak

(D. 1949 Haruniye) Gazete köşe yazarı

Abdülhak Hamid Tarhan

Abdülhak Hamit Tarhan (5 Şubat 1852 Bebek, Beşiktaş, İstanbul - 12 Nisan 1937, İstanbul), Türk şâir, oyun yazarı, diplomat. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk yıllarında eserler vermiş, modern edebiyatın doğuşunda etkin bir isimdir. Köklü ve eski bir ulema ailesinin ferdi olarak dünyaya gelmiş, hayatının her döneminde yüksek mevkilerde bulunmuş, dünyanın birçok yerini görme fırsatı yakalamış, çağının büyük ve güçlü bir sanatçısı sayılmıştır. Tanzimatı, Birinci ve İkinci Meşrutiyetleri ve Cumhuriyeti gören; bu devirlerdeki Tanzimat, Edebiyat-ı Cedide, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet devri edebiyatlarını yakından tanıyan sanatçı Türk Edebiyatı'nda Şair'i Azam sıfatı ile anılır (Bu sıfatı ilk kez Süleyman Nazif kullandı). Uzun seneler diplomat olarak hem doğu hem de batı ülkelerinde bulunması nedeniyle iki edebiyatı da tanımış; Türk şiirine batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirirken; batı yazarlarından etkilenerek yazdığı oyunlarla Türk tiyatrosuna felsefi düşünceyi sokmuştur. Türk edebiyatının en büyük eserlerinden birisi kabul edilen Makber’in şairidir.

Abdülhak Molla

Abdülhak Molla (D. 1786 – Ö.19 Mayıs 1854), Osmanlı şair ve hekim. II. Mahmut ve I. Abdülmecit devirlerinde hekimbaşı olarak görev yapmış; Osmanlı tıbbına bazı yenilikleri getirmeye önayak olmuştur. Salgın hastalıklara karşı karantina uygulama, zorunlu çiçek aşısı getirdiği yeniliklerdendir. Ünlü şair Abdülhak Hamid’in dedesidir.

Abdülhakîm Arvâsî

(D 1860 - Ö 1943) Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında yaşamıştır. Seyyid ve Hüseyin kolundandır. Moğol istilâsı sebebiyle Irak’tan Doğu Anadolu’ya yerleşmiş ve çok sayıda âlim yetiştirmiş bir aileye mensuptur. Halife Mustafa Efendi’nin oğludur. 1860’ta o zaman Hakkâri vilâyetinin merkezi olan ve şimdi Van'a bağlı Başkale kazasında doğdu. Bazı resmî evrakta doğum tarihi 1865 olarak görülür. Başkale’de iptidaiye ve rüşdiye mekteplerini bitirdi. Doğu Anadolu ve Irak’ın çeşitli beldelerindeki âlimlerden ilim öğrendi. 1879’da Arvas’ta Nakşî şeyhi Seyyid Fehîm Arvâsî’ye talebe oldu. Kendisinden 1882’de icâzetnâme (diploma) ve 1887’de de Nakşıbendî, Kâdirî, Çeştî, Kübrevî ve Sühreverdî tarikatlarından hilâfet alarak memleketine döndü. Başkale’de kendi parasıyla kurduğu medresede 29 sene talebe yetiştirdi. Anadolu ve İran sınırında çok beldeyi ziyaret ederek irşatta bulundu. Bu sebeple zamanın padişahı Sultan II. Abdülhamid tarafından taltif edildi. Necip Fazıl Kısakürek'in de manevî hocasıdır.

Abdülkadir Geylani

( D 1078 - Ö 1166) 1078 yılında İran'ın Geylan şehrinde doğdu. Künyesi, Ebu Muhammed'dir. Muhyiddin, Gavs-ül-a'zam, Kutb-i Rabbani, Sultan-ul-evliya, Kutb-i a'zam gibi lâkabları vardır. Babası Ebu Salih bin Musa Cengidost'tur. Peygamber torunu Hasan bin Ali'nin oğlu olan Hasan el-Mu'tena'nın oğlu Abdullah el-Kâmil'in soyundandır. Annesinin ismi Fatıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup seyyidedir. Bunun için Abdülkadir Geylani, hem seyyid, hem şerifdir. Abdülkadir Geylani, 1166'da Bağdatta vefat etti. Türbesi Bağdattadır. Muhyiddîn, Kutb-i Rabbânî, Kutb-i a'zam, Gavs, Gavs-ül a'zam, Sultân-ul-evliyâ (evliyaların sultanı) olarak da anılır. Künyesi Ebu Muhammed'dir. Babası Ebu Salih bin Musa Cengidost'tur. Annesinin ismi Fatıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup o da peygamber soyundan gelmektedir. Bundan dolayı hem Seyyid hem de Şerif'tir. Bağdat’ta vefat etti. Türbesi Bağdat’tadır.

Abdülmelik Bin Mervan

Emevi halifelerinin beşincisi. 646 (H. 26) yılında doğdu. Babası Mervan bin Hakem, annesi Aişe binti Muaviye bin Muğire’dir. Hazret-i Muaviye zamanında 16 yaşındayken Medine Divanı reisliğine tayin edildi. Uzun yıllar bu görevde kaldı. Babasının ölümünden sonra Şam hilafet makamına geçti. Ancak halifeliğini yalnız Suriye ve Mısır eyaletleri tanıdı. Bu sırada Şiileri etrafına toplayarak isyan eden Muhtar’üs-Sekafi ve Mekke’de hüküm sürmekte olan Abdullah bin Zübeyr, kendini halife olarak tanımadılar. Muhtar’ı, Abdullah bin Zübeyr’in kardeşi Mus’ab, Muhalleb bin Ebu Sufra ile birleşerek ortadan kaldırdı. Abdülmelik, Abdullah bin Zübeyr’i ve haricileri de meşhur Haccac vasıtasıyla bertaraf etti. Böylece bütün İslam memleketlerine hakim oldu. Devrinde, Bizanslılarla uğraşıp, Musa bin Nusayr, Tarık bin Ziyad gibi komutanlar vasıtasıyla Kuzey Afrika ve İspanya’da fetihleri devam ettirdi. Abdülmelik’in oğlu Abdullah 701 yılında Erzurum’u, ertesi sene Darende’yi fethetti. Böylece yapılan fetihlerle Abdülmelik, İslam ülkelerini, doğuda Hindistan’a, batıda İspanya içlerine kadar genişletti. Abdülmelik, 21 sene hükümet sürüp 705 (H. 86) yılında vefat etti. Abdülmelik devrinde bir çok önemli işler yapıldı. İç muharebeler sebebiyle hasar gören Ka’be tamir edilerek bugünkü şekli verildi. İlk defa olarak, Arapça yazılı paralar basıldı. Devlet dairelerinde Arapçadan başka dil kullanılması yasaklandı. Posta ve haberleşme teşkilatları ıslah edildi. Din alimlerine önemli mevkiler verilerek ilmi çalışmaların gelişmesine yardımcı olundu.