Ne mezar, ne rahat bir liman, ki dinlensin orada, yaşamaktan yorulmuş insan bedeni
O kadar çok koşmayın, o kadar yorulmayın, şu yerin altında çırak ne olmuşsa usta da o olmuştur.
Kabristan
Hz. Ali, mezarlığa neden sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş:
“İki sebebi var. Anlattıklarıma itiraz etmiyorlar ve arkamdan gıybetimi yapmıyorlar.”
Ölümü tadan kişi kabre konulduğunda her taraftan ateş yakılır. Eğer ona mani olacak amel yoksa azap görür.
Mezartaşı Yazısı
Behlül Dâne’ye biri sorar:
“Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım?”
Behlül Dâne şu cevabı verir:
“Şunu yazdır:
Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter.”
Ölüler Çiçek Koklamaz
Amerika’lı iş adamı, bir Çinli’yle alay ederek sormuş:
“Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek?”
Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş:
“Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.”
Her fani gibi ben de öleceğim. Mezarıma anıt yapmayın, öldüğümde Osmanlı askerleriyle, Bosna şehitleriyle yan yana yatmak istiyorum.