Hayatın amacı mutlu olmak değildir. Faydalı, onurlu, merhametli olmak ve böyle yaşamış olmakla bu dünyada fark yaratmaktır.
Soylu beylerim, hemcinslerim de sık sık rastlandığı gibi ağlamaya yatkın değilim ben; o boş yere dökülen yaşları bende görmemek merhamet kaynaklarınızı kurutacak belki; ama burama yerleşmiş öyle bir acı var ki, onun yakması gözyaşlarının boğulmasından beter.
Cömertlikte, yardım etmede akar su gibi ol,
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol,
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol,
Hoşgörülükte deniz gibi ol,
Ya olduğun gibi görün,
Ya göründüğün gibi ol….
Bize gayret yaraşır, merhamet Allah’ındır. Hükmü ati ne fakirin, ne de şeyhin şahındır.
İslamiyet’in kılıcı bizzat merhamettir. Hıristiyanlıktaki sun’i merhamet edebiyatı değil.
Bütün sadakalar merhamet için verilseydi, dilenciler açlıktan ölürdü!
Merhamet Etmeyene…
Allah Resûlü (S.A.V), Hz. Hasan’ı öperken yanında bulunan Akra Bin Habis bu tabloyu görünce:
– Benim on çocuğum olduğu halde şimdiye kadar hiçbirini öpmedim, der . Allah Resûlü (S.A.V) şöyle buyururlar.
– Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz.
Allah rahmetini yüz parçaya bölüp, doksan dokuzunu katında alıkoymuş ve birini yeryüzüne indirmiştir. İşte tüm mahlukat, binek hayvanının yavrusunu ezmemek için ayağını kaldırmasına kadar, bu tek dilimle birbirlerine karşı merhamet gösterirler.
Merhamet edenlere, Rahman olan Allah da Rahmetiyle merhamet eder, yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.